
Ben Ankaralıyım. 6 yaşımdan beridir sahneye çıkıyorum. Oyuncuyum. Bilkent Üniversitesi’nde sonra Lamda isimli akademide oyunculuk okudum. Türkan Saylan’ı anlamak için çalıştım ve 2010 yılında onu canlandırdım, bir sezon. 2012’de bir oyunda oynadım. Gezi Parkı protestoları başladı ve 2013 yılında bir gece vaktiydi ayrıldım. O zamandan beri Cardiff’de yaşıyorum. Gezi Davasında 2985 yıl ile yargılanmak için üzerimde tutuklama kararı ve 10 yıllık bir nefret, sürgün ve evsiz kalma sürecim var. Öyle tehdit edildim öyle nefret edildim ki uyuyamadım, uyanamadım. Önümde yemekler pişti acıkmadım. Şelalelerden geçtim susamadım. Ağızsız, tatsız ve kendimsiz kaldım. Kendime acıdım, acındırdım. Sonra dondum kaldım. Yaşadığım yerde sahneye çıktım, dizi ve filmlerde oynadım. Ne işler yaptığımı saymak dahi gelmiyor içimden. Öyle kırgın öyle uzağım birçok heyecanıma. Hikayesi elinden alınan neye heyecanlanır? Baştan başlamak mıdır devam etmek midir hayatta kalmak? Sorular sorarak kafamı çalıştırmayı, ayrışan benliğimin parçalarını bir araya koymayı keşfederek birçok sorudan ve sorunsaldan kimlik bakındım. Bir serüven bir macera bir masal ya da bir varsayım mıyım? Zamanda yaşamayı bıraktığım için zihnimde durmadan sorular oluştu, mantıksızlığa ve bilinçli kötülüğe cevaplar bulamadım ama en çok bedenime dönmek için uğraştım. Şimdi elektrik yüklü bir biyolojik varlığım. Bunu anladım. İşte bu sebeple belki de artık hiç olmadığım kadar varım.